Column Left

Sponsorlu Bağlantılar
Sağlıklı Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sağlıklı Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Mart 2022 Salı

Boğaz ağrısı ve boğaz kaşıntısı için Bal ve Limon


Boğaz ağrısı ve boğaz kaşıntısı için Bal ve Limon

Boğaz ağrısı ve boğaz kaşıntısı için Bal ve Limon : Bakterileri temizleyen bal ve yüksek C vitamini ile bağışıklık sistemini güçlendiren limon karışımı, özellikle üst solunum yollarını etkileyen hastalıkların neden olduğu öksürüğe karşı etkili bir çözümdür. Öksürük nedeniyle uykusuzluk çekiyorsanız, 1 bardak ılık suya, 1 yemek kaşığı bal ve 3 yemek kaşığı limon suyu karıştırıp içebilirsiniz.








Bal: Doğal bir anti bakteriyel olan bal, boğaz tahrişine neden olan bakterilerden kurtulma sürecini hızlandırır. Ayrıca su tutucu özelliği ile boğaz kuruluğunu alarak boğazı yumuşatır ve kuru öksürüğü keser. B6, niasin, riboflavin, kalsiyum, demir, magnezyum ve fosfor açısından zengin olduğu için vücudun hastalıkla mücadelede ihtiyaç duyduğu desteği sağlar. Antioksidan etkisiyle, vücutta bulunan serbest radikallere karşı savaşır.

Limon: Limon ise yüksek miktarda C vitamini içerir. Güçlü bir bağışıklık sistemi için gerekli olan C vitamini, aynı zamanda vücudun enfeksiyonla savaşında yardımcı bir kuvvettir. Bal gibi anti bakteriyel olan limon suyu yine bal gibi antioksidan etkisiyle hastalığın sistemden atılma sürecini hızlandırır.

Boğaz ağrısı ve boğaz kaşıntısı için Bal ve Limon karışımı nasıl yapılır
Limonun uç tarafını kesin ve içini boşaltın (kenarlarında limon kalsın). Daha sonra içine doğal balı ve biraz zencefil kökü ekleyin sonrada üzerini kapatın fotoğraftaki gibi. Dolapta 1-2 ay bekletin… karışım jelatinimsi hale geldiğinde sıcak kaynamış su ile inceltin ve karışım içmeye hazır…

Yetişkinlerde günde 2-3 çorba kaşığı, çocuklarda ise 2 çay kaşığı tüketebilirsiniz

Boğaz ağrısı ve öksürüğe iyi gelen karışım:

Bu yazımızdaki tarif öksürmeyi kesmeye ve solunumu arttırmaya yardımcı olacaktır. Özellikle grip ve soğuk enfeksiyon mevsiminde olduğumuz kışın ayında oldukça yararlıdır. Bu tarifte kullanılan otlar boğazdaki ve akciğerlerdeki ağrıyı kesmeye yardım eder.

Gerektiğinde kötü akciğer tahrişi durumunda bu çayları sığırkuyruğu otu ile birlikte de kullanabilirsiniz. Bu bitkisel çayın etkisi ilaçlar kadar etkilidir. Bu doğal çay, çoğu öksürük şurubundan daha güçlü ve daha etkilidir.

Bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen ticari kimyasal şurupların aksine, bu doğal ilaç, bağışıklığınızı arttırarak genel sağlığı iyileştirir.

Gerekli malzemeler:
1 bardak yeşil çay ya da her sabah içtiğimiz siyah çay

Yarım çay kaşığı Karanfil

Yarım çay kaşığı Kekik

Yarım çay kaşığı Zerdeçal

2 çay kaşığı. Bal

Yarım limon

Yapılışı:
Sıcak bir çaya otları ekleyin. 3 dakika bekletip, limon suyu ve balı ekleyin.

Doktorlar  kronik öksürük sorunu olan insanların test yapmasını söylüyor.  Eğer kronik bir öksürük varsa, bir doktor tavsiyesi istemeden önce bu doğal yöntemi deneyin. Şikayetlerinizin azaldığını göreceksiniz. Sağlık dolu günler dileriz.





5 Mart 2022 Cumartesi

Kemiklerinizi ve Eklemlerinizi Bu Tarifle Güçlendirin!

 Kemiklerinizi ve Eklemlerinizi Bu Tarifle Güçlendirin!




Yaşlandıkça vücudumuz, kendisini eskisi gibi onaramamaya başlar. Bunun sebebi vücuttaki hücre ölümlerinin doğan hücrelerden fazla olması ve vücudun yıpranmasıdır. Bu yıpranmanın önüne geçmenin, hiç değilse olabildiğince geciktirmenin yolu; sağlığımız yerindeyken dengeli beslenerek, uykumuza dikkat etmek ve günlük stresin akıl sağlığımızı bozmasına izin vermemektir. İş hayatı, sosyal hayat derken aslında en çok önem vermemiz gereken kişiyi unutuyoruz.




Vücudumuz yaşlandıkça kemiklerimiz daha kırılgan hale gelir ve eskisi kadar güçlü olmayız. Hızlı ayağa kalktığımızda veya alışık olmadığımız bir mesafeyi koştuğumuzda eklem ağrılarımız ortaya çıkar. Eğer kemikleri ve eklemleri fazla zorlarsak, hafif sakatlıklardan ciddi kırıklara kadar birçok soruna yol açabilir. Günlük aktivitemizin yanı sıra duruş bozukluğu da kemiklerin ve eklemlerin yıpranmasında büyük rol oynuyor.




Kemik ağrısı bilinen en şiddetli ağrılardan biridir. Durum bu kadar kötüleşmeden vücudunuz size yavaş yavaş sinyal vermeye başlar. Geçmeyen ağrılar, sürekli yorgunluk ve bazı eklemleri tam anlamıyla kullanamama gibi şikayetleriniz başladıysa, bir ortopedi uzmanını ziyaret etmenin vakti gelmiş demektir.



Bahsettiğimiz bu ağrılardan kurtulmak için, aşağıda vereceğimiz tarifi uygulayabilir ve sağlıklı yaşamınıza geri dönebilirsiniz.





Malzemeler

2 yemek kaşığı Arnavut biberi

Yarım bardak ısıtılmış zeytinyağı

1 bardak elma sirkesi

3 çay kaşığı zencefil tozu


Hazırlanışı

Isınmış zeytinyağının üzerine biber ve zencefili ilave edin. Malzemeleri sirkeye ilave etmeyi de seçebilirsiniz. Ardından macun haline gelene kadar iyice karıştırın ve ağrılı bölgeye uygulayın. 20 dakika kadar beklettikten sonra durulayabilirsiniz.  Günde iki kere uygulayın.




Neden faydalı?

Arnavut biberinin barındırdığı kapsaisin maddesi doğal bir ağrı kesicidir. Sürdüğünüz bölge yanmaya başlayacak ve kısa bir süre içerisine ağrınızı geçirecektir. Birkaç haftalık düzenli kullanımın ardından, kemiklerinizin ve eklemlerinizin güçlendiğini ve ağrılarınızın artık eskisi kadar canınızı sıkmadığını fark edeceksiniz.


22 Ocak 2022 Cumartesi

Öksürüğe İyi Gelen Zerdeçal Karışımı Nasıl Yapılır?

 Zerdeçalın Faydaları Nelerdir, Öksürüğe İyi Gelir Mi? Zerdeçal Nasıl Kullanılır?




Zerdeçal, son yıllarda hem sağlık hem de güzellik anlamında en çok tavsiye edilen bitkilerden biridir. Birçok sağlık sorununa fayda sağlayan zerdeçal, oluşacak hastalıklarda da koruyucu olarak önerilmektedir. Bu bağlamda zerdeçal neye iyi gelir? Zerdeçal hangi hastalıklara iyi gelir? Zerdeçalın yararları nelerdir? Zerdeçal nasıl yapılır? Tüm bu soruların cevaplarını detaylarıyla derledik.













Zerdeçal; zencefililer familyasından bir bitki olup, büyük sarı yapraklıdır. Hindistan, Çin, Pakistan gibi Güney Afrika’nın tropikal bölgelerinde yetişir. Sarı boya, safran kökü ve Hint safranı olarak da bilinir.


Zerdeçalın Faydaları Nelerdir?


Antioksidan özelliğiyle yaraların iyileşmesine katkı sağlar,

Bağışıklık sistemini geliştirir,

İçeriğinde bulunan kurkumin sayesinde hastalıkların iyileşmesini hızlandırır,

Antioksidan içeriğiyle kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir,

Çocuklarda zekâ düzeyini arttırır,

Alzheimer hastalığında koruyucu etkiye sahiptir,

Hafızayı güçlendirir,

LDL’yi düşürür ve kolesterolün normal seviyeye gelmesini sağlar,

İnme ve felç riskini azaltır,

Öksürüğe karşı etkilidir,

Etken maddesi kurkumin sayesinde kanser hücrelerinin yayılmasını geciktirir,

Meme ve cilt kanserinin önlenmesine yardımcı olur,

Kolon ve Prostat kanserinin oluşumunda önleyici etkisi vardır,

İnsülin görevi yaparak, diyabet tedavisine yardımcı olur,

Sakinleşici etkisiyle stresi azaltır,

İçeriğinde bulunan asitler sayesinde mideyi dengeler,

İltihap önleyici olarak kullanılır,

Kilo vermeye yardımcı olur,

İltihap önleyici etkisiyle sivilce oluşumunu engeller,

Egzamalı bölgelerdeki kaşıntıyı giderir,

Cildin elastik yapısını koruyarak yaşlanmayı geciktirir,

İçinde bulunan potasyum sayesinde cilt kuruluğunu yok eder,

Şişkinliği giderir ve mide yanmasına iyi gelir,

Botoks etkisiyle vücutta biriken ağır metallerin atılmasını sağlar,

Kan sulandırıcı etkiye sahiptir,

Vücuttaki enflamasyonla savaşır,

Ağrı kesici etkiye sahiptir.


Zerdeçal Öksürüğe İyi Gelir mi?


Zerdeçalın inatçı öksürük üzerinde mucizevi bir etkisi vardır. Özellikle bal gibi doğal bir besinle birleşince, geçmek bilmeyen öksürüğü keser ve boğazda bir rahatlama sağlar.

1 tatlı kaşığı balın içine 1 tatlı kaşığı zerdeçal konarak yapılan macunu, tek seferde yutmak gerekir. Bir iki gün tekrarladıktan sonra, öksürüğün kesildiği ve boğazda rahatlama sağlandığı görülür.


Zerdeçal Nasıl Kullanılır?


Zerdeçal toz halindeyken yemeklere katılabilir. Zerdeçalın çayının yapılacağı gibi, cilt tedavisinde yardımcı olması açısından maskesi de yapılmaktadır. Vücuda faydasını arttırmak için çiğ olarak da tercih edilir. Böylece toz haline gelirken kaybettiği yağdan, taze tüketildiğinde daha çok faydalanılır.


Zerdeçal Suyu veya Çayı Nasıl Yapılır?



Günde en fazla 2 su bardağı içilmesi gereken çayın malzemeleri şunlardır:

2 su bardağı soğuk su, 1 yemek kaşığı toz zerdeçal, 2 yemek kaşığı kadar bal, 2 adet limonun suyu.

Zencefil çayının hazırlanışı:

2 bardak soğuk suyun içine zerdeçalı katarak, karıştırarak yaklaşık 2 dakika kaynatın. Kaynama sonunda ocaktan alın ve içine limon suyunu ilave ederek karıştırın. Karışım soğuduktan sonra içine balı ilave edin ve tekrar karıştırarak soğuduktan sonra için.


Zencefilin Cilde Faydaları


Zerdeçalın içeriğinde bulunan etken maddeler sayesinde, cilt yüzeyinde bulunan yaraların iyileşmesini sağlar.

Aknelerin tedavisinde oldukça etkilidir,

Ciltteki nemi sağlayarak yaşlanmayı geciktirir,

İçeriğinde bulunan B6 vitaminleri sayesinde ciltteki hücreleri yeniler,

Cilt pigmentasyonunu korur.


Cildi Besleyen Zerdeçal Maskesi Nasıl Yapılır?


Aknelere iyi gelen ve cildi yenileyen zerdeçal maskesi için gerekli olan malzemeler şunlardır:

1 tatlı kaşığı zerdeçal, 4 tatlı kaşığı su, 1 tatlı kaşığı elma sirkesi, 2 çorba kaşığı bal.

İlk olarak suyun içine elma sirkesini koyun ve karıştırın. Bir pamukla karışımdan bir miktar alın ve yüzünüzü bu karışımla silin ve 5 dakika kadar bekleyin.


Zencefil ve balı karıştırıp macun haline getirin ve bu macunu yüzünüze sürün. 15-20 dakika kadar yüzünüzde beklettikten sonra, ılık suyla temizleyin ve haftada 1-2 kere tekrarlayın.

11 Ocak 2022 Salı

Mutfaktaki 2 malzeme ile topuk çatlaklarına son

Mutfaktaki 2 malzeme ile topuk çatlaklarına son


Mutfaktaki 2 malzeme ile topuk çatlaklarına son
Topuk çatlaklarına süt kabartma tozu tedavisi ile pediküre bir sürü para harcamanıza gerek kalmayacak.Ellerimize, yüzümüze bacaklarımıza her gün bakım yapıyoruz fakat gün boyunca sizi taşıyan, topuklu ayakkabıların bütün çilesini çeken ayaklarınıza gereken önemi veremeyenlerdenseniz size harika bir ayak bakım karışımı tarifi vereceğiz.









Artık ayaklarınızı rahat ettirmek için çatlaklardan kurtulmak için pahalı spa merkezlerine gitmenize, pedikür için bir sürü para harcamanıza gerek kalmayacak. Her evde bulunan süt ve kabartma tozu ile topuk çatlaklarınız yok olacak, bileklerdeki şişlikler gidecek, ayaklardaki nasırlar yok olacak ve cildiniz bakımlı hale gelecek. Yazın sandaletin içinde ayaklarınızın kusursuz görünmesi için hemen gerekli malzemeleri yazalım: 4 su bardağı süt, 2 paket kabartma tozu, leğen, havlu. 








Malzemeleri temin ettiyseniz yapmanız gerekenleri anlatalım: Önce sıcak su ile ayaklarınızı yıkayın, Leğeni süt ile doldurun (sütün sıcaklığı ayaklarını ısıtacak kadar sıcak olmalıdır tahmini 25 derece), içine kabartma tozu ekleyin, 5-10 dakika kadar içinde kalan ayaklarınızı elinizle yavaş yavaş ovalayın. Sonunda ayaklarınızı ılık su ile durulayın ve ayak kremi uygulayın. 1 hafta içinde ayaklarınızdaki ölü deriler, parmak kenarlarındaki deriler yok olacak, topuk çatlakları giderek küçülecek, sağlıklı ayaklara kavuşacaksınız.
Kaynak:http://www.diyetevi.com/

6 Ocak 2022 Perşembe

Ayvayı tereyağında pişirip yerseniz o hastalıklardan kurtulacaksınız..

Ayvayı tereyağında pişirip yerseniz o hastalıklardan kurtulacaksınız
Ayvayı tereyağında pişirip yerseniz o hastalıklardan kurtulacaksınız
Faydaları saymakla bitmiyor Ayva hoşafının ağız yaralarına, akciğer veremine iyi geldiğini, gece uyurken ağızdan salya gelmesini önlediğini de belirten Prof.Dr. Karadeniz, şu bilgileri verdi: “Yaprağı kaynatılıp içilirse ishali keser. Ayva yaprağı kaynatılır, suyu ile gargara yapılıp, pişmiş yaprakları ile de lapa yapılıp boğaza konursa boğaz ağrısını ve şişliğini giderir. Burun kanamasını önlemek için buruna ayva suyu çekilmelidir. Ayva suyu aşırı adet kanamasını önler, bağırsak kanamalarını keser, dizanteriye karşı çok faydalıdır.







Doğumu kolaylaştırmak için ayva suyu ve ayva çekirdeği kaynatılıp içilmelidir. Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse, idrar yolu iltihaplarına iyi gelir. Ayva suyu iştah açar, böbrek ve sidik torbası iltihaplarını iyileştirir. Grip ve nezle olanlar bol bol yemelidirler. Ayva suyu vücudu terletmek için çok etkilidir. Ayva böbrek zafiyetine, karaciğer zafiyetine, mide bulantısına, deniz tutmasına, mide gevşemesi ve mide düşmesine, midenin kuvvetlenmesine çok faydalıdır.
Pişirilmiş ayva mide zafiyetine iyi gelir. Ayva suyu vesveseye ve mide ülserine iyi gelmekte, dimağı kuvvetlendirmektedir. Göz beyazı, göz kapak ve kirpiklerinin iltihaplanmasında ayva yaprağı kaynatılıp soğutulduktan sonra gözler günde birkaç kez yıkanır. Ayva meyvesi üzerindeki tüyler kanayan yere konursa kanamayı durdurur. Beyaz akıntıya karşı ayva yaprağı kaynatılıp aç karnına içilmeli ve haricen yıkanılmalıdır. Ağız içi yaraları ve boğaz iltihapları için kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurup gargara olarak kullanılırsa şifalı gelir.”








Tereyağında pişirilen ayva; nefes yolu hastalıklarına, müzmin öksürüğe, bronşite ve tüberküloz hastalığına iyi gelmektedir. Ayva çiçeği bal ile macun yapılıp yutulursa, baş ağrısını keser. Ayva çiçeği kaynatılıp içilirse, kalp çarpıntısını keser, kalbi kuvvetlendirir, annenin sütünü artırır. Ayva kokusu kalp ve dimağı kuvvetlendirir. Ayva hoşafı yaşlıların ayaklarının tutukluk yapmasını giderir. Ayva varise karşı iyidir, yorgunluğu, bitkinliği giderir.”





29 Aralık 2021 Çarşamba

Zeytin Yaprağının Cilde Faydaları

 Zeytin Yaprağının Cilde Faydaları


Cilt güzelliği için doğal yöntemleri tercih edebilirsiniz. Bunların başında ise zeytin yaprağı gelmektedir. Zeytin yaprağının cilde faydaları oldukça fazladır. Zeytin yaprağı kullanarak cildinizi nemlendirebilir ve daha güzel görünmesini sağlayabilirsiniz. Uzman bitkisel doktorlar tarafından da zeytin yaprağı cilt sağlığı için önerilmektedir. Dermatologlar tarafından en çok önerilen doğal yöntemler arasında zeytin yaprağı gelmektedir.




1) Yaraların Temizlenmesini Sağlar


Zeytin yaprağının cilde en önemli faydaları arasında yaraların temizlenmesi gelmektedir. Eğer cilt yaralarından müzdaripseniz ya da cilt yara izleriniz varsa zeytin yaprağı alabilirsiniz. Zeytin yaprağı cilt yaralarına doğrudan etki eder ve dokuların onarılmasını sağlayarak cilt yaralarını tedavi eder.


 



2) Cildi Nemlendirir


Cilt nemsiz kaldığında ve kuru kaldığı zamanlarda ciltte bir takım hasarlar meydana gelebilir. Bunun sonucunda ise cilt kuruluğu görülebilir. Düzenli olarak zeytin yaprağının kullanılması durumunda cildin ihtiyaç duyduğu nem verilmiş olur. Bu şekilde cilt daha nemli ve daha güzel gözükür. Cildinizin pürüzsüz olması açısından zeytin yaprağı kullanımı son derecede önemlidir.



 


3) Cilt Gözeneklerine Etki Eder


Cilt gözenekleri çeşitli nedenlerden ötürü tahribata uğrayabilir. Bu durum da cildin daha kötü görünmesini sağlar. Cilt gözeneklerinin iyileşmesi ve cildin daha güzel gözükmesi açısından cilt doktorları ve dermatologlar tarafından zeytin yaprağı kullanımı önerilir. Zeytin yaprağı kullanılarak cilt gözeneklerinizi doğal yollardan iyileştirebilirsiniz. Bu şekilde daha iyi bir cilt gözeneğine sahip olursunuz.




4) Cilt Daha Sağlıklı Gözükür


Cildinizin daha sağlıklı olarak gözükmesi için zeytin yaprağı kullanabilirsiniz. Zeytin yaprağı her türlü cilde uygun olan bir doğal tedavi yöntemleri arasındadır. Dolayısıyla cildiniz nemli de olsa kuru da olsa sürekli olarak düzenli bir şekilde kullanırsanız cildiniz daha da sağlıklı gözükür.


 


5) Sivilcelere Etki Eder


Eğer cildinizde sürekli olarak ergenliğe bağlı olarak sivilceler oluşuyorsa zeytin yaprağı kullanabilirsiniz. Çünkü zeytin yaprağı ciltte çıkan sivilce oluşumlarına ve yaralarına etki ederek sivilce yaralarının kurumasını sağlar. Kuruduktan sonra ise iz bırakmayacak şekilde dökülmesini sağlayarak ciltte sivilce izlerinin de önüne geçmiş olur. Eğer sivilce oluşumunuz fazla ise zeytin yaprağı kullanmanız tavsiye edilir.


23 Aralık 2021 Perşembe

Öksürüğü Keser, Bronşları Rahatlatır Doğal Öksürük Şurubu Tarifi

 Öksürüğü Keser, Bronşları Rahatlatır Doğal Öksürük Şurubu Tarifi









Çocukken her hasta olduğumuzda bize zorla içirilen ve tadından nefret ettiğimiz öksürük şurubunun tadını hepimiz hatırlıyoruz. Şimdi de aynı tada çocuklarımızı maruz bırakmamak için ne yapabiliriz diye çareler arıyoruz ve farklı yöntemlere ve doğal şuruplara yöneliyoruz. Ancak her ne kadar tadı bizim öksürük şurubunu tüketme sebebimiz değil.


Ağrıyan, kaşınan, kuruyan boğazımızı rahatlatması için başvurduğumuz şurubumuzu evde kendimiz yaparak hem kimyasal maddelerin yan etkilerinden hem de fahiş fiyatlardan kurtulabiliriz. İhtiyacımız olan malzemeler sirke be bal. Bu malzemeleri hafif akışkan bir şurup kıvamına gelecek ölçüde karıştırmanız yeterli. Sirke ve balın karışımı boğazınıza yerleşmiş tüm mikro organizmaları etkisiz hale getirir ve boğazınızı güzelce yumuşatır, aynı zamanda da rahatlatır. Bir diğer şurubumuz ise tamamen farklı malzemeler içeriyor. Bu şurubumuzdaki ana malzememiz mürver ağacının meyvesidir. Mürver ağacının meyvesini daha önce duymamış olma ihtimaline karşı kısaca anlatalım.


İçeriği A, C, B6 ve potasyum bakımından oldukça zengindir. Bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve sizi hastalıklardan korur. Mürver ağacının meyvesinin yanında bu şurubumuz için zencefile de ihtiyacımız var. Bulantı, kas krampları ve ağrıları gideren, diyabet ve kolesterolü düşüren özellikleri sayesinde sağlığınızı korur.Son malzememiz ise andız otu kökü. Ciğerleri temizlemek, nefes almayı rahatlatmak ve ciğerdeki mukus tabakasından kurtulmak için rahatlıkla kullanılabilir. Özellikle zatürre tedavisinde sıklıkla başvurulur. mürver ağacının meyvesi ve diğer saydığımız malzemelerimizi kullanarak hazırlayacağımız şurubun detaylı tarifini de şu şekilde paylaşmış olalım.Malzemeler Kuru mürver ağacın meyveleri 2 yemek kaşığı kuru zencefil 2 yemek kaşığı andız otu kökü Elma sirkesi Bal









Hazırlanışı Normal boy bir kavanozun 1/3ünü mürver ağacı meyveleriyle doldurun. Andız otu kökü ve zencefili de ekleyin. Ardından kalan kısmın yarısını bal, yarısını da elma sirkesi ile tamamlayın.Güzelce karıştırın ve plastik bir kapak ile kapatın. Ertesi gün kapağını açın ve güzelce karıştırın. 2 – 6 hafta arası bekletin ve her gün karıştırmayı ihmal etmeyin. Sonrasında bir tülbent yardımıyla süzerek günde 4 – 6 kez tüketebilirsiniz. Buzdolabında 6 ay taze kalacaktır. Bu lezzetli şurubu ailenizle paylaşmak konusunda hiçbir çekinceniz olmasın ve sağlıklı kalın!

Kaynak : bthaberi.com

22 Aralık 2021 Çarşamba

Yeterince Su İçmediğinizi Gösteren 8 Belirti

 Yeterince Su İçmediğinizi Gösteren 8 Belirti



Su, içerdiği besin değerleri bakımından oldukça önemli bir içecektir hatta su hayatın ta kendisidir diyebiliriz. Farkındayız, suyun vücudumuza olan faydalarını hepimiz biliyoruz; birçok farklı faydası olmasına rağmen gün içinde içmeyi hep unutuyoruz. Su birçok faydasının yanı sıra sindirime yardımcı olur ve vücudumuzun ideal şeklini korumamızı sağlar.









Peki günde kaç bardak su içmelisiniz?

Bu kişiden kişiye değişir. Genelde insanlar yalnızca susadıklarında su içerler ancak bu sefer dehidrasyon, yani sıvı eksikliği oluşur.


İşte yeterince su içmediğinizin 8 belirtisi:

Yeterince su içmediğinizde vücudunuzda oluşabilecek bazı belirtileri bir araya getirdik. Eğer aşağıdaki belirtileri kendinizde gözlemlediyseniz daha sık su tüketmeye özen gösterebilirsiniz.



1. İdrarınızın rengi

Eğer idrarınızın renginin normalden daha koyu, sarı, hatta kahverengiye dönük olduğunu farkettiyseniz derhal su içmeniz gerekir.


2. Tuvalete çıkma sıklığı

Günde yalnızca bir ya da iki kere mi tuvalete çıkıyorsunuz? Yoksa birkaç saatte bir mi çıkıyorsunuz? Durum buysa, daha fazla su içmeye başlamalısınız. Genellikle, ne kadar su içtiğinize bağlı olarak, günde altı ya da sekiz kere küçük tuvalete çıkmanız gerekir.


Eğer su içmeden uzun süre duruyorsanız, bu durum böbreklerinizi kötü etkileyebilir, haliyle vücudun kendi kendini temizleme özelliğine zarar verir.









3. Cilt kuruluğu

Cildinizin kuru olması da az su içmeniz ile bağdaştırılabilir. Araştırmacılar hâlâ cilt kuruluğunun açıklanması konusunda farklı düşüncelere sahip olsalar da çoğu bu durumun ciltteki su ve yağ oranlarıyla ilgili olduğu konusunda mutabıktır.


4. Açlık hissi

Su eksikliğinde vücudumuz kendini aç hissedebilir. Bazen yeni yemek yemiş olsanız bile, yedikten sonra açlık hissiniz geçmez. Bu da vücudunuzun size daha fazla su içmenizi söyleme şeklidir.


5. Bitkinlik

Yeterince su içmeyen insanlar gün içinde sık sık yorgun ve bitkin hissederler. Çünkü bu durumda vücudunuz kanınızdaki sudan ödünç alır, bu da vücudunuzdaki oksijenin düşmesine sebep olur.



6. Baş ağrısı

Baş ağrıları da yeterince su içmediğinizin işareti olabilir. Özellikle bu sorunun nedeninin bu olup olmadığını anlamak için hızlı bir şekilde hareket edin ya da yerden bir şey alır gibi eğilip kalkın. Baş ağrısı daha kötü bir hale mi geldi? Eğer öyleyse, daha fazla su içmelisiniz.


7. Asabiyet hali

Eğer vücudunuzda gerekli sıvıların eksikliği varsa, kolayca öfkelenebilirsiniz. Eğer durum böyleyse, bir bardak su için ve sakinleşip sakinleşmediğinizi ölçün.


8. Kabızlık

Evet, bağırsaklarınızın da çalışmak için suya ihtiyacı vardır. Vücut yeterli sıvı almazsa durumu dengelemek için dışkınızdan su çeker. Bu durum da kabızlığa yol açar.



KAYNAK:guzellik.horoscopeoftoday.com


21 Aralık 2021 Salı

Temizlik yaparken bez sıkmayın! Doktorlar nedenini açıkladı...

 Temizlik yaparken bez sıkmayın! Doktorlar nedenini açıkladı




Dr. Öğr. Üyesi Fizyoterapist Gözde Başbuğ, temizlik yaparken omurga anatomisinin korunmasına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Dönme ve ani eğilmeler travmalara, bel fıtığına, yaralanmalara neden olabilir. Temizlik bezini de rotasyonel hareketlerle sıkmamalıyız, avuç içinde bastırarak kullanmalıyız” dedi.



Hastalıklara karşı alınacak önlemlerin başında temizlik geliyor. salgınla beraber temizliğe daha fazla önem verdiğimiz bu günlerde, temizliği ‘doğru’ yapmak da büyük önem taşıyor. Dr. Öğretim Üyesi Gözde Başbuğ, yoğun bir vakit ve çaba harcanan ev temizliğini yaparken dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi. Başbuğ, “Ev temizliği için malzemeleri kullanırken omurganın doğru anatomisini korumaya dikkat etmeliyiz. Omurgada boyun, sırt ve bel bölgelerinde anatomik bir takım eğrilikler vardır. Bunların anatomik pozisyonlarını koruyarak eğilmeliyiz” ifadelerini kullandı.


MALZEME KULLANIMLARINA DİKKAT!

Gövdenin ani dönüşlerde bulunmaması gerektiğine dikkat çeken Başbuğ, “Özellikle gövdenin dönmesiyle rotasyon dediğimiz hareketlerin ani yapılmasıyla oluşan travmalara dikkat edilmelidir. Süpürge kullanırken öne doğru eğilirken her zaman sırt ve boyun dik tutularak belden kontrollü bir şekilde eğilmeliler. Sopalı temizlik bezlerini kullanırken bir ayağı önde, bir ayağı da arkada duracak şekilde bel bölgesini dengeye almalı çok fazla da dönmeli hareketler yapmadan tüm gövdeyle birlikte dönerek ve dik duruşu koruyarak temizlik yapmalıyız” dedi.




1 SAAT TEMİZLİKTEN SONRA 15 DAKİKA DİNLENİN

Ev temizliğinin sabahtan akşama kadar sürebilecek, oldukça uzun bir aktivite olduğunu vurgulayan Başbuğ, yüklenme ve dinlenme oranına da dikkat edilmesi gerektiğini belirterek; “Yüklenme ve dinlenme oranına da dikkat etmeliyiz. Bir müddet temizlik yaptıktan sonra mutlaka dinlenmeli ve daha sonra tekrar devam etmeliyiz. Bizim ülkemizde çok detaylı temizlik seviliyor. Dolayısıyla 1 saat temizleyip 10-15 dakika dinlenme şeklinde öneriyoruz. 1 saat elektrik süpürgesi yaptıktan sonra mutlaka dinlenmeli ve daha sonra silme işlemine geçmeliyiz” ifadelerini kullandı.



DİZ ÜZERİNDE SİLME YAPMAYIN VE BEZLERİ SIKMAYIN

Diz üzerine eğitilerek yapılan silme işlemini önermediğini ve bez sıkma işleminin de yapılmaması gerektiğini belirten Başbuğ, sözlerine şöyle devam etti:



“Dizlerin üzerinde silmeyi asla önermiyoruz çünkü bu da diz sağlığı için oldukça büyük problemlere ve oradaki bağların, kıkırdakların ezilmesine neden olur. Bu yüzden sopalı temizlik yardımcılarını kullanmalarını öneriyoruz. Bez sıkma işlemi de temizlikte çok fazla yapılan aktivitelerden bir tanesi ve çok fazla dirsek ve el bileği patolojilerine neden oluyor. Dirsek ve el bileğinde tekrarlayan çevirme tipi hareketler nedeniyle karpal tünel sendromu olabiliyor veya çeşitli tuzak nöropatiler meydana gelebiliyor. Bez sıkma işlemi yapılmamalı ya da bezi top haline getirerek, el bileğini çevirmeden avuç içinde sıkmalıyız.”




AĞIR YÜKLERİ TEK BAŞINA KALDIRMAYIN

Genellikle destek almadan bir kişinin üstlendiği ev temizliklerinden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Başbuğ, “Koltuklar ve masalar ağırsa mutlaka başka birinden daha yardım alınması gerekiyor. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki bayanlar hem kemik erimesi hem de belde oluşabilen osteoartritler (kireçlenme), disk patolojileri, bel fıtıkları nedeniyle de bu işlerden yardımcı olmadan kaçınmalılar” dedi.


KIRILMALARA NEDEN OLABİLİR

Başbuğ, özellikle postmenopozal osteoporoz denilen menopoz sonrası kemik erimesi hastalığında vücudun geriye doğru gitmesi yönündeki hareketlerin omurgadaki çeşitli kemik yapılarında kırılmalar meydana getirebileceğini söyledi. Başbuğ, “O yüzden 50-55 yaşın üzerindeki bayanlar rafın üzerine uzanırken mutlaka geriye gitmemeye dikkat etmeliler ve tabure kullanmalılar” ifadelerini kullandı.


OMURGANIZI UYKUNUZU ALARAK DA DİNLENDİREBİLİRSİNİZ

Her kişinin 8 saat yatarak ve uyuyarak dinlenmesi gerektiğini hatırlatan Başbuğ, sözlerini şöyle tamamladı:


“Özellikle belli bir yaştan sonra uyku saati çok önemli. Omurga hiçbir şekilde uykuda dinlendiği dinlenmeyi gün içerisinde yapamıyor. Mutlaka uyku saatlerine dikkat edilmeli. Otururken de çok yumuşak olmayan koltuklarda mümkün olduğunca dik, ayaklar yere değecek şekilde oturulmalı diz ve kalça eklemi aynı hizada olmalı ve bel boşluğunu yastık ile desteklenmelidir. Kişi, başını yaslayabileceği bir destek varsa bunu kullanabilir, dinlenirken de yine vücut ergonomisine dikkat etmek gerekir.”




kaynak:sifalitarifler.com/


19 Aralık 2021 Pazar

Tırnaklarımızın Sağlığımız Hakkında Söylediği 10 Şey

Tırnaklarımızın Sağlığımız Hakkında Söylediği 10 Şey



Tırnaklarınızın genel sağlık durumunuz hakkında ipuçları verdiğini biliyor muydunuz? Tırnaklarda beyaz ya da pembe lekeler, dalgalanma, çökme ya da yatay çizgiler oluşması var olan bir karaciğer, akciğer ya da kalp hastalığının belirtisi olabilir. Tırnaklarda meydana gelen olağan dışı oluşumların ne anlama geldiğini öğrenmek ve gerekli tedbirleri almak için okumaya devam edin.




Tırnakların Sararması

Tırnaklarının sararması genellikle mantar enfeksiyonu belirtisidir. Tedavi edilmezse, zaman içinde durum kötüleşebilir ve tırnakların rengi sarıdan yeşilimsi bir renk tonuna dönebilir, tırnak yatağı geri çekilebilir, tırnaklar kalınlaşabilir ve parçalanabilir hale gelebilir. Tırnak sararmasının nedenleri arasında yaşlanma, sigara içmenin neden olduğu akciğer sorunları ve düşük kaliteli protez tırnak (akrilik tırnak) kullanımı yer alır.



2. Tırnakların Beyazlaması

Tırnakların beyazlaması konjestif kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, diyabet ve hepatit ya da siroz gibi bazı karaciğer problemlerinin belirtisi olabilir. Bazı durumlarda yaşlanmaya bağlı da olabilir.


3. Tırnakların Soluk Olması

Tırnakların aşırı derece soluk olması, muhtemelen kanın parmak uçlarına ulaşmasını engelleyen bir beslenme bozukluğu veya dolaşım probleminin belirtisi olabilir. Daha ciddi durumlarda kanda anemi veya demir eksikliği olduğunu gösterebilir.



4.Tırnakların Koyulaşması

Tırnakların koyu kırmızı renk alması, kalp hastalığının belirtisi olabilir. Koyu rengin tırnakların yan taraflarındaki ölü deriye doğru uzanması, lupus adı verilen bir otoimmün hastalığın belirtisi olabilir.


5. Tırnakların Morarması

Mavimsi veya mor tırnaklar genellikle vücudunuzun yeterli oksijen almaması anlamına gelir. Diğer olası nedenler arasında kalp sorunları, amfizem ve kronik bronşit gibi akciğer sorunları vardır.


6. Tırnakların Renginin Diğer Farklı Renklere Dönmesi

Tırnaklarda yukarıda belirtilenlerden farklı renkler görülmesi çeşitli sağlık problemlerinin bir işareti olabilir. Örneğin tırnaklarda kahverengi olması, bir tiroid hastalığı veya beslenme probleminiz olduğunu gösterebilirken, grileşmesi genellikle sıtma hapları gibi bazı reçeteli ilaçların kullanımından kaynaklanabilir.



Tırnaklarda Doku Bozuklukları



Tırnak Uçlarının Kırılması

Tırnak uçlarının kırılması veya çatlaması, genellikle tirodin çok yavaş çalışması sonucu ortaya çıkan hipotiroidizm rahatsızlığına bağlıdır. Tırnakların kuruması veya buruşması ise A, C vitamini ve biyotin olarak da bilinen B7 vitamini eksikliği belirtisi olabilir. Bu tırnak bozukluklarının bir başka olası nedeni de aşırı aseton kullanımıdır.


2. Tırnaklarda Dikey Çizgiler Oluşması

Tırnaklarda dikey çıkıntılar oluşması, genellikle yüzünüzdeki kırışıklıklar gibi normal yaşlanma belirtileridir. Ancak bu sorunun genç yaştaki bireylerde görülmesi, B12 vitamini veya magnezyum eksikliği belirtileri de olabilir.



3. Tırnaklarda Yatay Çizgiler Oluşması

Yatay çizgiler genel olarak tırnağın doğrudan maruz kaldığı bir travmanın sonucudur. Diğer taraftan çizgiler birden fazlaysa, aynı zamanda yüksek ateş veya pnömoni gibi yüksek ateşli ciddi bir hastalığın işareti de olabilirler.


4. Tırnakların Çukurlaşması

Tırnaklarda çukurlaşma meydana gelmesi sedef hastalığı, egzama ve dermatit gibi cilt problemlerinin işareti olabilir. Ayrıca eklemleri etkileyen bir hastalık olan Romatoid artrit de dahil olmak üzere bağ dokusu bozukluklarının erken bir belirtisi olabilir.


14 Aralık 2021 Salı

Sarımsaklı süt içmeye başlamanız için 12 harika neden!

 Sarımsaklı süt içmeye başlamanız için 12 harika neden!



Kalp sorunlarından iktidarsızlığa, astımdan kabızlığa ve vereme kadar çözüm sarımsaklı sütte. Doğal bir reçete olarak kabul edilen sarımsak sütünün tarifi de son derece basit. Sağlığınıza doğal yöntemlerle kavuşmak istiyorsanız bu kürü mutlaka denemenizi öneririz.



Modern tıp çok etkilidir, ancak bir bedeli vardır ayrıca her ilaç bir dizi yan etkiye neden olabilir. Bu yüzden birçok insan, en azından kararında kullanıldığında herhangi bir yan etkisi olmayan şifalı bitkiler, baharatlar ve diğer doğal bileşenlerin kullanımına dayandığı için Ayurveda gibi doğal tıp sistemlerine yöneliyor. Doğal ilaçlara ek olarak Ayurveda, (kökeni Hindistan’ın Vedik kültürüne dayanan 5000 yıllık doğal şifa sistemi) hastalığı önlemek ve genel sağlığı iyileştirmek için çeşitli formülasyonlar önermektedir. Sarımsak sütü, çeşitli sağlık yararları sunduğu ve hazırlanması kolay olduğu için çeşitli Ayurveda metinlerinde belirtilmiştir.








Sarımsaklı Sütün Faydaları Neler?

1- Zatürreye iyi gelir


Hastalandığınızda günde 3 defa sarımsak sütünden için. Tedavinizi hızlandıracak olan bu kür hızlıca toparlanmanızı sağlayacak.


2- Kalp damar sorunlarını tedavi eder


Bu içecek kötü LDL kolesterolü azaltır ve pıhtı oluşumunu durdurur, bu nedenle kalp sağlığı çok daha iyi olur. Eğer bunu az yağlı ya da yağsız sütle yaparsanız, daha da etkili olacaktır.


Sarımsak, kalp rahatsızlıkları için birçok Ayurveda ilaçlarında anahtar bir bileşendir . Son on yılda, birkaç bağımsız araştırma ekibi sarımsakın kardiyak hipertrofi, hiperlipidemi, hiperglisemi ve kardiyovasküler hastalığın diğer patolojik durumlarını hafiflettiği için kardiyo-koruyucu bir etkiye sahip olduğunu bulmuştur . Bununla birlikte, sarımsak kalp hastalığı için bu sağlık yararlarından yararlanmak için düzenli olarak sarımsak sütü tüketmeniz gerekecektir.



3- Uykusuzluk problemini çözer


Sarımsak sütünü gece yatmadan önce içerseniz sizi rahatlatacaktır. Böylelikle çok daha kolay uykuya dalabilirsiniz.


4- Kolesterolü düşürür


Bu karışımı ısıtın ve 7 gün boyunca da kötü LDL kolestrolü düşürecek ve iyi HDL olanı artıracaktır.


5- İktidarsızlık problemini yok eder


Bu süt de bu tür sorunlar için harika. Ayrıca hem kadın hem de erkek doğurganlık konularında haşlanmış sarımsak parçalarını yemeyi düşünebilir.


6- Akne tedavisinde etkilidir


Hala sivilcelerin kesin nedenlerini bilemiyoruz, ancak bilim adamları bu rahatsız edici cilt problemini Propionibacterium acnes (P. acnes) adı verilen bir bakteri türüne bağladılar. Sarımsak akne problemini çözecek birkaç kükürt bileşikleri ihtiva eder. Kükürt bileşikleri sivilceye neden olan bakterilerin çoğalmasını önler. Bu da akne döküntülerinin sayısını azaltmaya yardımcı olur. Sarımsak sütü içtiğinizde, bu karışımdaki bileşikler kan tarafından emilir ve daha sonra ter yoluyla vücuttan atılırken sivilceleri önlemeye yardımcı olur. Sarımsak sütündeki bileşikler cildinizin pürüzsüz hale gelmesi için cilt gözeneklerinizdeki derin bakterileri yok eder.


7- Kabızlık ve şişkinliği giderir


Kabızlık ve şişkinlik hemen hemen herkesin yaşadığı çok yaygın problemdir. Sarımsaklı süt bağırsakları rahatlatarak kabızlık ve şişkinliği giderir.


8- Soğuk algınlığı ve grip riskini azaltır


Sarımsak sütü araştırmalarla desteklenen bağışıklık arttırıcı bir içecek olarak sıklıkla tavsiye edilir. Düzenli olarak sarımsak sütü içmek, özellikle grip mevsiminde soğuk algınlığını önlemeye yardımcı olabilir. Son zamanlarda yapılan bir araştırmada, sarımsakta bulunan bileşik allisinin, soğuk algınlığı riskini azaltmaya yardımcı olduğunu, semptomların şiddetini azalttığını ve daha hızlı bir iyileşme sağladığı saptandı. Araştırmacılar, bu bileşiği içeren sarımsak takviyelerinin soğuk algınlığı virüsünün saldırılarını önleyebileceği sonucuna vardı.


9- Erektil disfonksiyonun tedavisine yardımcı olur


Uzmanlar sarımsak sütünü erektil disfonksiyon tedavisi için önermektedir. Bu tedavinin etkinliği için çok sayıda anekdot kanıtı olsa da, bilim adamları S-alil sistein (SAC) adı verilen sarımsaktaki biyoaktif bir bileşenin , özellikle diyabetik erkeklerde erektil disfonksiyonu çözmeye yardımcı olabilecek antioksidan etkiler uyguladığını keşfettiler.


10- Doğal afrodizyak etkisi vardır


Sarımsak doğal bir afrodizyak olarak bilinir ancak sarımsak kokusu tam tersi bir etkiye sahiptir! Bununla birlikte, bu kötü koku olmadan sağlık yararlarını elde etmenin bir yolu vardır. Burası sarımsak sütünün devreye girdiği yerdir. Bilim adamları, süt bileşenlerinin sarımsağın aşırı kuvvetli kokusundan sorumlu olan kükürt bileşikleri üzerinde koku giderici bir etkiye sahip olduğunu keşfettiler. Bu da kokusu konusunda endişelenmeden afrodizyak etkilerinin tadını çıkarmak için günlük olarak sarımsak sütü içebileceğiniz anlamına gelir.


11- Diyabet kontrolüne yardımcı olur


Sarımsağın diyabet üzerindeki etkileri üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Sarımsak, antihiperglisemik ve lipit düşürücü özelliklere sahiptir ve bilim adamları, sarımsağın glisemik kontrole yardımcı olmak ve bu hastalık ile ilişkili uzun süreli komplikasyonları önlemek için değerli bir doğal takviye olabileceğini söylüyor. Sarımsağın diyabet ilacı üzerindeki etkisi üzerine yapılan bir çalışmada, sarımsağın en yaygın diyabet ilacı olan metforminin etkilerini iyileştirdiği bulunmuştur . Metforminin sarımsak ile desteklenmesi, kan şekeri, kolesterol ve trigliserit seviyelerinde düşüşe neden oldu. Bir bardak sarımsak sütü, şeker hastalarının kan şekeri düzeylerini uzun vadede kontrol etmelerine yardımcı olabilir.


12. Kanser riskini azaltabilir


Sarımsaktaki biyoaktif bileşikler, büyük ölçüde alilsülfid türevlerinin, kanser önleyici etkilere sahip olduğunu gösteren birkaç çalışma vardır. Bilim adamları, sarımsaktaki kanser koruyucu bileşiklerin kesin mekanizmaları hakkında hala emin değiller, ancak günlük olarak sarımsak sütü içmek, çeşitli kanser türlerinin riskini azaltmaya yardımcı olabilir.


Sarımsak sütü bir dizi terapötik fayda sağlar. Ancak doktorlar, sarımsağın kanın incelmesine ve komplikasyonlara neden olabileceğinden antikoagülan ilaç kullananlarda dikkatli kullanımı öneriyor. Sarımsak ve bu ilaçlar arasında kaydedilmiş bir etkileşim vakası olmamasına rağmen, rutin diyetinize sarımsak takviyeleri veya sarımsak sütü eklemeye başlamadan önce bunu doktorunuzla tartışmanız akıllıca olacaktır.


Sarımsaklı Süt Nasıl Hazırlanır?

Malzemeler;


500 ml süt

10 diş kıyılmış sarımsak

3 çorba kaşığı bal

250 ml su

Nasıl hazırlanır?


Tencereye su, süt ve sarımsağı ekleyin. Orta ısıda durmadan karıştırın. Karışım ılıdıktan sonra balı da ekleyin ve sarımsak sütünü ocaktan alın. Ilık içmeye özen gösterin.


Kaynak: saglikhaberleri.com


11 Aralık 2021 Cumartesi

Her Sabah Limonlu Ilık Su İçmenin 6 Faydası

 Her sabah limonlu ılık su içmenin 6 faydası



Her sabah kalkınca güne koca bir bardak limonlu ılık su içmenin sayısız faydaları var. Sindirim sistemini düzenleyen, bağışıklık güçlendiren ve kilo vermeye yardımcı olan limonlu su içmek alışkanlığı, yaşam kalitenizi yükseltecek ve sağlıklı bir hayatın kapılarını ardına kadar açacak.  Sabahları limonlu su içmenin faydalarını sizin için araştırdık. İşte her sabah limonlu ılık su içmeniz için 6 sebep…


Sabahları kalktığınızda bir bardak ılık suyun içerisine yarım limon sıkın ve için. Bu alışkanlık ilk günden itibaren olumlu etkileri ile sizi çok daha sağlıklı ve mutlu hissettirecek.








Limonlu ılık su içmenin faydaları

Sabahları ılık limonlu su içmek için ciddi sebepleriniz var.  Limonlu su hazırlamanın da bazı püf noktaları bulunuyor.


Limon suyunu her zaman taze sıkılmış olarak kullanın.

Su içme suyu olsun.

Suyu kesilikle kaynatmayın. Ilık olsun.

Mümkünse organik limon tercih edin.

Bir bardak ılık su içerisine yarım limon sıkmanız yeterlidir.

Sindirim sistemini düzenler

Toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştıran limon suyu, mide suları ve tükürük salgısının klorik asidine benzer bir yapıya sahiptir.  Bundan dolayı karaciğerin sindirim için gerekli olan öd sıvısını salgılamasına yardımcı olur. Bağırsak hareketlerinin tetiklenmesine yardımcı olur.


Limonlu ılık su karaciğeri temizliyor

Ilık limonlu su karaciğerin temizlenmesine yardımcı olur. Böylece vücutta hormon dengesi sağlanıyor.


Limonlu ılık su idrar söktürücüdür

Limonlu su harika bir idrar söktürücüdür. Böylece vücutta biriken istenmeyen maddeleri hızla atmış oluruz. Ayrıca idrar yollarının sağlıklı kalmasını sağlar.


Limonlu su kilo vermenizi sağlar

Limonun kilo vermeye yardımcı özelliği herkes tarafından bilinir.  Limonlu su metabolizma hızını arttırarak daha fazla enerji harcamanıza yardım eder. İştahınızı önleyen pektin lifi içerir.


Limonlu ılık su hastalıklara karşı korur

Limon içeriğinde bulunan C Vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir.  Özellikle kış aylarında düzenli olarak içilen bir bardak ılık limonlu su sizi hastalıklara karşı korumaya alır.


Limonlu su ruh halini düzeltir

Limon, negatif yüklü iyon miktarı nadir olan besinlerden bir tanesidir. Bu sayede vücuda enerji verir. Limon gibi limon kokusu da bize enerji verir ve ruh halini iyileştirir. Limon suyu endişe ve depresyonu azaltır.

10 Aralık 2021 Cuma

ŞOOK BUNLARI DUYDUĞUNUZA ŞAŞIRICAKSINIZ!!!

 2 Kat daha Uzun Yaşamanın Sırrını Açıklıyoruz



Eğer sağlığınıza önem veriyorsanız ama hayatın güzelliklerinden de mahrum kalmak istemiyorsanız, size iyi haberlerimiz var. Bilimsel yöntemlerle kanıtlanmış daha uzun yaşama rehberimiz sayesinde hem hayatınızı dolu dolu yaşayabilir hem de bedeninizi yormayabilir ve uzun yıllar sağlıklı olabilirsiniz.


Bilge Cafe’nin sizler için hazırladığı bu içerik sayesinde hayatınız daha iyi hale gelecek. Beğendiklerinizi seçin ve uygulamaya hemen başlayın.


Uyku için en ideal zaman saat 22.00 ile 06.00 arasıdır.




Çinli doktorlar organların dinlenme zamanlarını hesaba katarak uyumak için verimli zamanı belirlediler. Bağışıklık sistemi saat 21.00 ve 23.00 arasında en aktif zamanında oluyor. 23.00 – 01.00 saatleri arasında karaciğer kendini yeniliyor. Akciğerler 03.00 – 05.00 arasında kendini temizliyor. Bu sebeple bazen bu vakitlerde öksürük tutabilir ve saat 05.00 – 07.00 arası bağırsaklar temizleniyor.


İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü boş verin





Bilim insanları eğer uzun süre yaşamak istiyorsanız tüm stres kaynaklarından koşarak uzaklaşmanızı öneriyor. Bunun için en etkili yöntemlerden biri de kimin hakkınızda nasıl düşündüğünü umursamadan yaşamak. Giyiminiz, tavrınız, düzeniniz sizindir ve size özeldir. Hiç kimseyi düşünmek zorunda olmadan uzun yıllar mutlu yaşamak istiyorsanız bu tavsiyemize uymanızı öneriyoruz.


Çevremizdeki insanlara uymak ve onların onayını almak toplum içinde yaşamayı kolaylaştıran bir durum ancak eve dönüp kendinizden nefret ediyorsanız bu durum size faydadan çok zarar veriyor demektir. Hayattan ne kadar zevk alırsanız o kadar uzun yaşarsınız!


Bol bol güneşlenin



Güneş ışığı size bol bol D vitamini verir. Hem depresyonlarınızla daha kolay savaşırsınız hem de birçok hastalığı daha kolay bir şekilde yenmenizi sağlar. Özellikle diyabet hastalığına yakalanma riskiniz oldukça azalacaktır. 2016 yılında, günde bir saatten fazla güneşten faydalanma imkanı olan insanlarda %67 oranında daha az kanser hücrelerine rastlanıyor. Vücudunuzun ne kadar büyük bir kısmı güneşe maruz kalırsa o kadar faydasını göreceksiniz ancak ofisteki masayı güneş gören yere taşıyarak da başlayabilirsiniz.


Dişlerinizi daha az fırçalayın



Sık sık duş almayı seven insanlardansanız bu davranışınızı gözden geçirmenizi tavsiye ediyoruz. Cildinizin nemli ve yumuşak kalması için ihtiyacı olan yağ tabakasını da yok ederseniz farklı problemlerle uğraşmak zorunda kalırsınız. Kuruyan deriniz mikroplara karşı daha savunmasız olacak, daha çabuk kırışacak ve yaralanmalar daha geç iyileşecektir.


Diş hekimleri de aynı şeyi dişleriniz için öneriyor. Her yemekten sonra dişleri fırçalamak diş minenizin zarar görmesine sebep olacaktır. Ayrıca kullanılan ağız gargaralarına da sürekli maruz kalmak iyi sonuçlar doğurmaz.


Daha çok domates yiyin.




Tamamlanması 11 yıl süren ve 5000 katılımcının tükettiği yemeklere göre sağlık durumlarını inceleyen bir araştırmaya göre, ne kadar çok domates yerseniz kalp damar hastalıklarına yakalanma riskiniz o kadar azalıyor.


Uzmanlara göre, domatesin içerdiği likopen adlı antioksidan vücudunuz için oldukça faydalıdır ve aynı zamanda domatese kırmızı rengini verir. Bu sebeple, sandviç yaparken bir dilim domates kesmek, salatalarınızda mutlaka domates bulundurmak akıllıca olacaktır.


Alarm kurmaktan vazgeçin





Sesi ne kadar yükse çıkıyorsa o kadar çabuk kurtulmalısınız. Suyu kaynatınca ses çıkaran su ısıtıcıları da dahil. Yüksek ses çıkaran tüm ev aletleri sağlığınızı kötü etkiliyor.


Japon bilim insanları yüksek tansiyon ve kalp hastalarının yüksek sese iyi tepki vermediğini söylüyor. Ayrıca keskin yüksek sesler sinir sisteminizi olumsuz etkiliyor.


Ekmeğin kenarlarını yiyin




Alman biyo – kimyagerler ekmek kenarlarını yemeyi öneriyor. Özellikle ekmeğin kenarlarında daha fazla antioksidan barındırdığı için kolon kanseri oluşumunu engellediğini söylüyorlar.



Ekmeğin kenarlarında, geri kalanından sekiz kat daha fazla antioksidan bulunuyor ve bu sebeple ekmeğin bu kısımlarını tüketmek daha sağlıklı oluyor.


Sigaradan ve sigara kullananlardan hatta içilen ortamlardan uzak durun.




Sigara dumanını solumanın vücudumuza neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Sigaraya ne kadar çok maruz kalırsanız o kadar zehirlenirsiniz. Sadece dokunmayla bile tütün tarımında kullanılan radyoaktif maddeleri vücudunuza almış oluyorsunuz. İçenlerden, içilen ortamlardan mümkün olduğunca uzak durarak daha sağlıklı bir hayat sürebilirsiniz.


Dans edin




Dans etmeyi öğrenmek ve alışkanlık haline getirmek gerçekten hayat kalitenizi ve dolayısıyla ömrünüzü arttırıyor. En faydalı dans türünün salsa olduğu uzmanlar tarafından belirlendi. Kemiklerinizi güçlendiriyor, akciğer işlevini arttırıyor, kan dolaşımını hızlandırıyor ve astımla mücadeleye yardımcı oluyor. Tüm aktif ve eğlenceli danslar listeye dahil. Kimse izlemiyormuşçasına eğlenmek kesinlikle daha uzun bir hayat yaşamaya değer.


Akşam yatarken ıslak çoraplar giyin





Evet doğru okudunuz. Islak çoraplarla yatmanın birçok faydası var. Kılcal kan damarlarının serin tutulması damarlarınızda bulunan besleyici maddelerin ayaklarınız tarafından daha iyi emilmesini sağlıyor. Ayrıca ayaklarınızdan vücudunuza giren toksinler düşük sıcaklıktan ötürü daralan damarlarda sıkışıyor ve daha kolay yok ediliyor. Ayaklar ısıtılıp damarlar tekrar genişlediğinde vücuda yayılacak bir toksin kalmamış oluyor.


Biz bu önerilerin her birini uygulamaya başladık. Sonuçları sizinle 70 yıl içerisinde paylaşıyor olacağız.



kaynak:bilgecafe.com


9 Aralık 2021 Perşembe

Denizden Gelen Bir Mucize Olan Balık Yağının Faydalarını Okuyunca Çok Şaşıracaksınız!

 Denizden Gelen Bir Mucize Olan Balık Yağının Faydalarını Okuyunca Çok Şaşıracaksınız!




En iyi Omega-3 kaynağı!

Balık yağının cildi güzelleştirme, kemik yoğunluğunu ve beyin gücünü arttırma gibi birçok faydası vardır. Eğer yeterli miktarda balık tüketemiyorsanız balık yağı takviyelerinden yararlanabilirsiniz. Balık yağı ve balık yağı takviyelerinin yararlarını sizler için derledik.



1. Kalbi hava kirliliğinin yaratacağı olumsuzluklardan korur



2012 yılında yapılan bir araştırmada deney grubu ikiye ayrılmış ve bir gruba placebo verilirken diğer gruba balık yağı hapı verilmiştir. Sonrasında 2 saat boyunca kirli havaya maruz bırakılan denekler incelendiğinde balık yağı verilen grubun kalbinin daha az hasar gördüğü görülmüştür.


2. Kemik kireçlenmesini önler






Diyetinizi Omega-3 açısından yeterli hale getirdiğinizde kireçlenme sorunlarından %50 oranında korunma sağlayabilirsiniz. Aynı zamanda eklem ağrısı şikayetleriniz varsa balık yağı takviyelerini kullanarak iyileşme hızınızı arttırabilirsiniz.


3. Yaşlanmayı geciktirir




2010 yılında yapılan bir araştırmada telomer kısalmasının erken yaşlanmalara yol açtığı görülmüştür. Fakat haftada iki kere tüketilen yağlı balıklar ve balık yağı takviyelerinin bu telomerleri uzatarak yaşlanmayı önlediği bulunmuştur.


4. Hafızayı ve zekayı güçlendirir



Yapılan araştırmalara göre düzenli bir şekilde balık yağı kullanan bireylerin kullanmayanlara oranla beyinlerinin daha gelişmiş olduğu, hafıza ve sorun çözme bakımından daha başarılı oldukları görülmüştür.


5. Yağ yakımına yardımcı olur



Güney Avusturya Üniversitesi'nde Peter Howe tarafından yapılan bir araştırmada egzersiz ve diyet sırasında takviye olarak verilen balık yağının yağ yakımını hızlandırdığı görülmüştür. Bu durumda da balık yağının kilo aldırmadığı, aksine kilo vermeye yardımcı bir besin olduğu görülmektedir.



6. Vücut kas kütlesini korumaya yardımcıdır



Balık yağı ve takviyeleri yağ yakımında etkili olduğu gibi aynı zamanda kas kütlesini korumaya da yardımcıdır.


7. Kemikleri güçlendirir


Omega-3 yağ asitleri kemik yoğunluğunuzu korumada kalsiyum ve D vitamini kadar önemli bir bileşendir. Kemik erimesine karşı en büyük destekçilerinizden bir tanesidir.


8. Antiinflamatuvar özelliği sayesinde inflamasyonu azaltır




İnflamasyon iltihaplanma anlamına gelmektedir ve doğal bir olay olmasına karşın sağlık açısından vücuda oldukça zararlıdır. İnflamasyon kas gelişimi ve yağ yakımını engeller. Kortizol seviyesi arttıkça inflamasyon seviyesi de artmaktadır. Balık yağı vücuttaki kortizol seviyesini düşürerek inflamasyonu azaltır. Balık yağı vücuttaki atık maddelerin daha kolay ve hızlı atılımını sağlamaktadır.


9. İnsülin direncinin kırılmasında etkilidir




Vücuttaki yağ dokusunun artması insülin hormonunun hücre reseptörleriyle bağ kurmasını zorlaştırır. Eğer insülin kolayca bu bağı kuramazsa vücutta inflamasyon meydana gelir ve kilo artışı görülür. Balık yağı ve takviyeleri yağ dokusunu azaltıp insülin direncinin de kırılmasında etkilidir.


10. Karaciğer yağlanmasını azaltmada yardımcı olur.




Özellikle obez bireylerde sıkça rastlanan karaciğer yağlanmasında balık yağı takviyeleri, karaciğerdeki yağ miktarını azaltarak oluşabilecek karaciğer hastalığı semptomlarını azaltır.


kaymak:onedio.com